Uyarı!

Bu blogda sinema, kitap ve müzik ile ilgili yazılar bulabileceğiniz gibi; deli saçması üretimlerimizle de karşılaşabilirsiniz.

Yazarlar

Tanıyalım Tanıtalım'da Diziler Geçidi

2014/02/23

Bir süredir ara verdim internet keşiflerime. Onun yerine şehirleri keşfetmeye verdim kendimi. Londra'nın altını üstüne getiriyorum. Arada başka şehirlere de bulaştım. Paris oldu ilk hedefim, sonrası Manchester ve Liverpool. Sırada daha önce keşfettiğim ama hala bir kısmını bilmediğim Amsterdam var. Ancak Londra bir başka. İstanbul'da doğmuş ve büyümüş biri olarak tam bir İstanbul aşığıyım, daha doğrusu aşığıydım Londra'ya taşınana kadar. Bir numaraya Londra oturdu, İstanbul'um ise ikinci sırada şimdilik.
Şehirler, sokaklar, yürümek ve kaybolmak. Bunlar çok güzel. Soğuk günlerde, eve kapanılan anlarda en sadık yoldaşlar tabiki dizi ve filmler. En favori dizilerime burada hiç yer vermediğimi farkettim. Aklıma gelmişken paylaşmak istedim. 
Öncelikle Suits. Aşk öğeleri içeren, izlemesi keyifli ancak çok kafa yordurtmayan, bol laf dalaşlı, sürükleyici bir şey arıyorsanız şiddetle tavsiye ederim. İzlemesi en keyifli ekran ikilisini oluşturan Mike ve Harvey'nin inanması güç avukatlıkları ve yaşadıkları çekişmeler sizi ekrana kilitleyecek, 40 dakikanın nasıl uçup gittiğini anlayamayacaksınız. 3. sezonunda olan diziye bir an önce başlamanızı tavsiye ederim, zira şu an arada olmalarına rağmen hızla diğer sezonlar çok yakında gelmeye başlayacak.

Biraz daha gerilimli, daha kanlı, yine inanması güç bir hikayeyi işleyen, kısmen ağzınızı açık bırakan, nereden kim bana ne zaman saldırabilir diye yolda yürürken düşündürtmeye başlayan The Following. Bir FBI ajanı olan Ryan Hardy'nin ölümlerle dolu geçmişini unutmamasını isteyen ve günlerini daha da çok karanlığa boğmak için canla başla çalışan Joe Caroll önderliğindeki meshebin nefesleri kesen olayları mutlaka izlenmeli. Gerilim ve heyecanın bir dakika bile durmadığı bu dizi başarılı bir drama örneği. Süpriz bir son ile biten 1. sezonun ardından hala 2. sezon için beklemedeyiz.
Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine bir göz atiyim sonra izlerim dediğim, başlayıp bırakamadığım, bir oturuşta ardı ardına 4 bölümünü birden izlediğim yeni başlayan 2014 yapımı True Detective

Tehlikeli konuları sorgulatan, izlerken kesinlikle durdurup replikler üzerine bir kaç saniye düşündükten sonra ancak devam edebildiğiniz her bölümü 1 saat uzunluğundaki muhteşem dizi. Din, ölüm, inanç, yalnızlık ve gerçeklik temaları dizide sıklıkla sorgulanıyor. Görüntüler ve çekim açıları olarak da fazlasıyla başarılı. Konusuna gelirsek karşımızda yine bir polis ikilisi var. Dedektif Rust Cohle ve Martin Hart 1995 yılında bir dava üzerinde ilk defa beraber çalışıyorlar ve dostlukları başlıyor. Günümüzde iki dedektifin ayrı ayrı sorgulanıyor olarak gösteren diziden şu ana kadar dostluklarının günümüze kadar gelemediğini öğreniyoruz. İzledikçe diyalogların olayın önüne geçtiği bir dizi olduğunu farkettim. Olaylar yavaş ilerliyor olsada seyretmesi keyifli bir dram. 


"Touch darkness and darkness touches you back."

0 Yorum: