Uyarı!

Bu blogda sinema, kitap ve müzik ile ilgili yazılar bulabileceğiniz gibi; deli saçması üretimlerimizle de karşılaşabilirsiniz.

Yazarlar

Askerlik ve Dahası...

2011/12/24


Şöyle oldu böyle oldu serimiz tadında bir post olacak lakin ben bu yazıyı o kategoriye almayacağım.

12 Aralık'dan bu yana kısa dönem jandarma olarak askerlik görevimi yürütüyorum. Birliğe katılışın ardından geçen on birinci günde yeminimizi ettik ve gerçek birer asker olduk. Bunun anlamı artık askeri cezalara tabii olduğumuzdur elbette. Çarşı veya evci iznimize kilitler gelebileceği gibi; askerliğimizi uzatacak cezalarla da karşı karşıya kalabileceğiz artık. Bunlar iç karartan kısımlar. Tüm bunlar dışında erken terhis veya materyaller (kitap, fotoğraf, anı eşyası) gibi ödüllere de talip olabiliyoruz. Dün edilen yemin sonucunda hangi kategoride yer alacağınız, askeri sınırlarda takınacağınız tavırla alakalı.

Askerlik ortamı hakkında yazmadan da olmaz tabii ki. Uzun zamandır ailesinden uzak yaşayan kimseler için pek problem olacağını sanmıyorum. Ailesine bakmakla yükümlü kişiler veya evlilik durumundaki çiftler için durum biraz daha farklı haliyle. O yüzden genellemelere gitmemeli kolaydır-zordur diye. Her şeyden önce titizlik ve temizlik ile alakalı bütün duyu ve duygularınızı bir süreliğine sistem dondurmaya sevk etmelisiniz. Orada sizinle aynı davranışlara sahip insanlar olduğu kadar; duşlara tuvaletini yaptıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi kalkıp giden insanlar da mevcut. Bunu unutmamalı.

Askerliğimi kısa dönem olarak yaptığımdan dolayı, karşılaştığım kişiler genellikle 24-30 yaş aralığındaki insanlar. Evlisi de var, iki çocuğu olan da, boşanmış olan da, hiç arkadaşı olmayan da... Bilmem neresinin müdürü de, sporcusu da, işsizi de. Yaş olarak belli bir olgunluğa, eğitim olarak da belli bir seviyeye ulaşmış insanlar arasındasınız yani genelde. Tüm bunlara rağmen eşekliğin baki kaldığını tecrübe ediyorsunuz daha ilk günlerde. Herkes büyük patron tavırlarında... Emirleri takmamak, sayımlara gelmemek vs. Askerde de tek olarak değil bütün olarak cezalandırılıp ödüllendirildiğinizden her türlü davranışın cezasını da topluluk çekiyor. Örneğin sayıma geç gelen bir kişi için bütün herkes -5 derecede iki saat bekleyebiliyor. Ardından beyefendinin gazinoda uyukladığını öğrenip çıldırmak istiyorsunuz. Askerde sadece isteyebiliyorsunuz çünkü gerçekleştirmek ile ilgili tüm eylemler emir dahilinde yapılıyor.

Şimdiye dek geçirdiğim bu kısa süre, bana ülkemizdeki genç nüfusun ne olduğunu da biraz biraz gösterdi aslında. Abbas Güçlü ile Genç Bakış programından farklı değiliz. Çabuk gaza gelen, her şeyi yaparım-ederim havasıyla anlatan ve küçümseyerek tasvir eden gençleriz. Verilen görev ve ödevleri de genellikle başarmak-başarılı olmak için değil de geçiştirmek-üzerimizden atmak amacıyla yapıyoruz.

Neyse, vaktin nasıl geçtiğiyle alakalı olan kısıma gelelim. Güne çok erken başlayıp çok erken bitirdiğiniz için günler hızlıca geçiyor denebilir. Biraz yorucu bir askerlik yapmama rağmen pek şikayet ettiğimi söyleyemem. Burada bir şeylerden memnuniyetsiz şekilde güne başlar veya günü tamamlarsanız; sayılı olan günleriniz dahi geçmek bilmez. Olanı olduğu gibi kabul edip, kendiniz için olabilecek en iyi hale getirebilmek yolunda elinizden gelen çabayı göstermelisiniz. Sürekli telefon başında olmak, sizi merak edenlere sürekli karamsar şeyler anlatmak; başında bulutlar dolaşan kişi sayısını artırmaktan başka işe yaramayacaktır. Örneğin, belli bir yaşa gelmiş ve eğitim seviyesi belli bir insanın, her günün her öğününde "yemekler çok kötü yea" demeye hakkı yoktur. Bir alternatif yaratırsınız, bu kantin mi olur yoksa askeriyenin fırınından mı olur bilmiyorum. Kısa dönem gidenlerin çok büyük kısmının bir mesleği var, o yüzden maddi sıkıntı bir bahane olamaz. Kantin ve fırın fiyatları zaten komik derecede. Dev poğaçaları 20 kuruş civarı bir paraya, en güzel eti bisküvileri 30 kuruşa yiyorsunuz. Tost vs. yine aynı şekilde. TSK'nın verdiği maaş kartınız sigara içmiyorsanız size yetiyor zaten. Hadi diyelim ki çok yiyorsunuz ama hiç paranız yok ya da bulunduğunuz yerin yemekhane dışında beslenme imkanı yok; oradaki tüm komutanlar size yardımcı olur. Kendi gözlerimle -şu kadar kısa sürede bile- pek çok çeşidine tanık oldum bu tarz yardımların.

Aslında daha çok şey var anlatacak lakin olan biten biraz biraz gözünüzde canlanmıştır; gözünde büyüten insan için askerlik sürgün yeri iken, kolay uyum sağlayabilen sabırlı insanlar için sadece kısa bir aradır.