Uyarı!

Bu blogda sinema, kitap ve müzik ile ilgili yazılar bulabileceğiniz gibi; deli saçması üretimlerimizle de karşılaşabilirsiniz.

Yazarlar

Okan Bayülgen Devrimi

2009/12/08


Devamsızlıktan kalırsam ya da programlarının ertesi günlerde tek gözüm açık derse girmek zorunda kaldığımdan bazı dersler boğazımı sıkarsa tek sebebidir Okan Bayülgen. Bundan şikayet ettiğim falan yok tabii ki, al eline kumandayı tek tuşla karart ekranı ve uyu.

Uzun yıllardır gözümüzün önünde Okan Bayülgen, telefonu milletin yüzüne kapattığı günlerden haftada üç geceyi kaplayan, özellikle pazar ve pazartesi geceleri tadından yenmeyen programlara imza attığı günlere geldik. Programa hakimiyeti "uçurduk!"dan "cahilliğimi bağışlayın ama bu nedir, ne değildir?" kıvamına geldi. Evlilik ve çocuk sahibi olmak onu daha da olgunlaştırdığı fikri yaygın olsa da; bu tavırların Flash TV'nin gün boyu, diğer kanalların da günün dörtte üçüne yaydığı absürd yayınlar ekolünün kışkırtmasıyla ortaya çıktığı aşikar. Arada bir yıl da kafa dinledi -en azından biz öyle sandık- dönüşüyle de işe koyuldu. NTV'deki program formatının aklındaki pek çok şey için fırsat yarattığı da görülüyor tabi. Yolun başında Beyazıt Öztürk, Cem Yılmaz gibi isimlerle karşılaştırıp "komedyen, çoook koomikk, şakacı" yakıştırması yapanlar da şimdi fok balığı gibi tavana bakıyorlardır sanırım durumun geldiği noktayı görünce.

Gelelim bu yazıyı yazma sebebi olan konuya... Bu gece yayınlanan programın konusu "pedofili". İnce bir çizgi üzerinde gidecek diye bekliyor insan, tek hatada ipin ucu kaçacak gibi. Program ilerledikçe de geriliyor televizyon başındaki güruh, dünyanın çivisi çıkmış arkadaş diyor kendi kendine, stüdyodaki konunun uzmanları duruma hakimiyetlerinden dolayı sakinler fakat Okan Bayülgen hepsinden daha sakin. Kontrolü kaybetmemesinin yanında ekstra hakimiyete geçiyor, telefon başında sesi titremeye ve hatta ağlamaya başlayan bir kadın izleyiciyi sakince susturarak hatta bekletiyor ki rahatlasın, kadın biraz daha iyi duruma geldiğinde de konuşmasına devam etmesine gerektiğinde sorularıyla yön vererek yardımcı oluyor. Büyük çaplı bir psikolojik destek veriyor bu gece. Dahası mı, telefonda uzun süredir tedavi aldığını ve artık maddi durumunun bu eylem için uygun olmadığını UTANA SIKILA belirten kişinin konuşmasını bölüp yüksek sesle size destek vereceğiz demek yerine rejiden stüdyonun sesini kapatmalarını isteyerek muhtemelen stüdyodaki konunun uzmanlarına akıl danışıyor. Doğrusunu yapıyor fakat yanlışa o kadar alıştırılmışız ki... Sonrası mı, pedofilinin işlendiği konuya pedofili suçu işlediği iddia edilen kişiyi diğer taraftan da bir ses duyurmak için yayına alıyor ve bu program gecenin bir yarısı başlıyor, programdaki akademisyen dersine yetişmek için uykusuz kalmak yerine son derece istekli sorun çözmeye çalışırken ekran başındaki bir kaç saat sonra işine okuluna gidecek bünyeler de program bitmesin istiyor.

Bu ülkede artık böyle programlar yapılıyor, miladı da Okan Bayülgen'in hafta sonu üçlemesi. Gerisi yayın yönetmenlerinin cesaretine kalmış, şu yayınları biraz daha erkene çekip daha fazla süre vermek veya daha fazla kişiye ulaşabilmek konusunda onların yardımı gerekiyor.

3 Yorum:

dicle dedi ki...

Şanslıyım sanırım bu pazar akşamı Medya Kralı'nı izlemeye gidiyorum okulla beraber:)

baha dedi ki...

Sanslisin tabi. Neyse, sen ben farketmez :)

dicle dedi ki...

Tabi bahacım, aramızda lafı bile olmaz:D