Uyarı!

Bu blogda sinema, kitap ve müzik ile ilgili yazılar bulabileceğiniz gibi; deli saçması üretimlerimizle de karşılaşabilirsiniz.

Yazarlar

Şöyle Oldu Böyle Oldu - 11

2009/08/29


Eskişehir zamanı çok yaklaştı. Sadece bir yılımın geçtiği bu acaip ötesi yeri ne kadar özlediğimi anlatamam. Çok garip gerçekten. Havasından mı suyundan mı anlayamadım.

Bu arada trenle iş makinasının çarpışabildiği bir ülkede yaşıyoruz biliyorsunuz di mi? Her gece sağ salim evimize girebilmemiz şans eseri bu ülkede yemin ederim.

Ramazan geldi, pide ve hamur işine yüklenip kilo almayalım diyoruz ama bu ne arkadaşım yok mu bir çaresi? Nereye gözümüzü çevirsek bir şeyi canımız çekiyor. İyi ki kadın olmamışım diyorum her seferinde. Sabır, evet.

Yasemin Mori'nin yeni klibi yayınlandı birkaç gün önce, Mutsuz Punk şarkısına çekilmiş. Klibi beğendiğimi söyleyemem ama şarkı başladığı an klibi göz görmüyor zaten. Hayvanlar albümü Yasemin Mori'den sonraki albümler için beklentileri zirveye taşıyor. Yeteneğiyle üstesinden gelecektir muhtemelen.

Yazmamız gerekenler birikti, mass-post yapılabilir bir ara. Çok boşladık blogu.

Supernatural'ın beşinci sezon premieri için son 12 gün, Sam'e de beyazlar fena yakışmış ama çevresi kötü işte.

Sınavlara hazırlık denen kronik rahatsızlığa Öss ile giriş yaptı kardeşim. Bu çocuklara sabahtan akşama kadar kitap başında olmalarını gerektirecek kadar ödev veren dershaneleri ne yapmalı bilmiyorum. Fantastik rehberlik öğretmenleri de boş konuşmalara başladılar tabi, genelleme yapmayalım yine de, iyiler de var muhakkak aralarında. "Ben sana orayı yazdırmam ki" ne demek ya? Hedefi için çalışacak ve puanı alıcak, sen de yazdırmıycaksın, tabi...

Üniversitelerin açılışı bayramdan sonraya kaldığına hep katılmak istediğim bir aktiviteye koşacağım, veli toplantısı! Hep merak etmişimdir neler konuşulur, dedikodu falan da yapıyorlarmış sanırım, küçük tadellelerden de veriyolardır belki. Bir uğramak lazım. Bakalım kimin eli kimin cebindeymiş okullarda. Hem yeni insanlar falan...

Şu aralar gazetelerdeki köşe yazarları sanki yemin etmiş, akıl mantık sınırları dahilinde yazı yazmayacağız diyorlar, iyi ki varsın Ruşen Çakır, sayende bir tane de olsa köşe yazarını takip edebilmek için zorluyoruz kendimizi.

Öykü-Berk kardeşlerden ses yok, elleşmeyin uyusunlar, n'olur. Hande Yener de yok bak hazır. Biraz kafamızı dinleyelim.

Gelecekten pek çok beklentimiz olabilir; iyi bir iş, güzel bir aile kurmak, sağlık vs. fakat gerçek anlamda tek arzum İskoçya'yı boydan boya (pek uzun sürmese de) gezebilmek. Bunu gerçekleştirecek vakit veya fırsatı bulamadan ölürsem eğer, tabutumda ters dönerim, ciddiyim. Kayıtlara geçmesi açısından söyledim. Sonra bu ne diye sormayın.

Şekil ve yazı düzeni gözetmediğimiz bir şöyle oldu böyle oldu yazımızın daha sonuna geldik. 11 olmuş, daha gider bu.

0 Yorum: